AMAÇ ve KAPSAM
CUMHURİYETİN 100. YILINDA TÜRKİYE VE BALKANLAR
SEMPOZYUMU
Amaç ve Kapsam
Miladi 4. Yüzyılda Hunlar’a kadar uzanan, Bulgarlar, Avarlar, Uzlar, Kuman Kıpçaklar’la devam eden ve esas itibariyle bir Balkan devleti olarak teşekkül etmiş olan Osmanlı İmparatorluğu ile tarihi coğrafyamızın önemli bir parçası haline gelen Balkanlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşundan itibaren kaybedilmiş topraklar olarak hüzünle yad edilmiş, ancak rasyonel devlet politikalarıyla hassasiyetle gözetilmiştir. Geride bırakılan maddi-manevi kültür varlıkları ile bunları sahiplenmeye devam eden Müslüman Türk azınlıkları da göz önünde bulundurarak, tarihin ve coğrafyanın üzerine yüklemiş olduğu ağır sorumlulukların bilinciyle hareket eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Atatürk döneminden itibaren takip edilen dış politika çerçevesinde Balkanlara farklı bir hassasiyetle yaklaşmıştır. Ancak, İkinci Dünya Harbi ve takip eden soğuk savaş dönemi şartlarında bazen tarihi sorumluluklarının gereğini yerine getirmekte zorlandığı zamanlar da olmuştur. Bununla birlikte zamanla iktisadi ve sınai kalkınma hamlesini ileri boyutlara taşıyarak daha güçlü bir ekonomiye ve ekonomik potansiyele sahip olan Türkiye, kendi gücüne dayanarak daha proaktif bir dış politika uygulamayı başarmıştır. Türk dış politikasında yaşanan bu gelişme Balkan politikalarına da yansımış, kısa zamanda pratik sonuçlar alınmıştır.
Balkanlara yönelik devlet düzeyinde artan bu ilgiye kamu kurumlarının yanı sıra üniversiteler, belediyeler, iş dünyası, meslek örgütleri ve Türkiye’ye göç eden Balkan kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kurduğu sivil toplum örgütleri de destek vermektedir. Tarihi, kültürel ve stratejik açıdan Türkiye’nin sınır ötesinde doğal uzantısı konumunda bulunan Balkanlara Dünyanın ilgisi de artmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda Balkan Savaşlarının 100. yılı münasebetiyle dünya çapında uluslararası seviyede 300’ün üzerinde akademik nitelikte etkinlik düzenlenmiş olması, bunu açık bir biçimde ortaya koymuş bulunmaktadır. Ancak bu faaliyetlerde Balkan meselelerine yönelik ihtilaflı duruşların varlığını koruduğu ve zaman zaman asgari nesnellik ölçütünün göz ardı edildiği de gözlemlenmektedir.
Balkanlarla ilişkilerde Türkiye’nin asgari nesnelliğini koruyacak ve ihtilaflı meseleler karşısındaki duruşunu kuvvetlendirecek bilimsel bilgi üretimini gerçekleştirecek akademik çalışmalara duyulan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır.
Özellikle uluslararası ilişkiler kapsamında karşılaşılan ihtilaflı konular ve azınlık statüsünde Balkan ülkelerinde varlıklarını sürdüren Müslüman Türk topluluklarının yaşadıkları çok boyutlu sorunlar karşısında uluslararası hukuk çerçevesinde müdahil olmak durumunda bulunan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ihtiyacı olan derinlikli bilgiyi üretme görevi öncelikle üniversitelere düşmektedir. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi de Ege ve Balkan Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nce yürütülen faaliyetlerle üzerine düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmeye çalışmaktadır.
Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilciliği ile birlikte düzenlenecek olan “Cumhuriyet’in Yüzüncü Yılında Türkiye ve Balkanlar” başlıklı sempozyum da buna katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Konunun uzmanlarının ve uygulamanın içinde olan diplomatların gözlem ve tecrübe paylaşımlarıyla Türkiye’nin Balkan politikaları ve Balkan ülkeleri ile ilişkilerinin yüz yıllık bilançosu çıkarılacak, ikinci yüz yılda takip edilmesi gereken politikalara ışık tutulmaya çalışılacaktır. Bunun yanında, yüz yıllık zaman zarfında yürütülen Balkan çalışmaları gözden geçirilerek, gelecek yüzyılın araştırma stratejileri ile ilgili teklifler ortaya konulacaktır.